Pandeminin başlangıcından bu yana, birçok ülke geleneksel olarak yoğun emek gerektiren ve zaman alan temas takibi sürecini dijitalleştirmek için ulusal temaslı izleme araçlarını uygulamaya koydu. Ulusal temas takibi, ölçeklendirilebilir oluşu nedeniyle mobil uygulamalar ile yapılır, ancak bu mobil uygulamalar COVID-19 ile mücadeleye büyük bir katkıda bulunabilmek için gereken verimlilikten yoksundur.
Temas takibi uygulamalarının başarılı olabilmesinin ağ etkilerine bağlı olması nedeniyle kullanımın ülke genelinde neredeyse her yerde olması gerekir; bu da uygulamanın değerinin onu kullanan kişi sayısı ile doğru orantılı olduğu anlamına gelir. Araştırmalara göre bulaşmayı yavaşlatmak için toplumun en az %60’ının uygulamayı kullanması gerekiyor. 2020 raporlarına göre ise Türkiye’de akıllı telefonu kullanım oranı %77, ancak her akıllı telefon kullanıcısı ulusal temas izleme uygulaması Hayat Eve Sığar’ı indirmemiş, HES kodunu üretmemiş veya hizmeti etkin bir şekilde kullanmıyor olabilir. Son zamanlarda, HES kodlarının yaygın kullanımına ilişkin yeni düzenlemeler ve kurallar çıkarıldı. Kamusal alanlara girişlerde HES kodlarının toplanması ve sorgulanması ile kodların ve bir dereceye kadar uygulamanın kullanımının artması bekleniyor. Ancak, uygulamanın indirilmesi ve kullanılması herkes için zorunlu hale gelmediği sürece, ülke çapında tam verimlilik için “kritik kütlenin” elde edilmesi neredeyse imkansızdır.
Ulusal temas izleme uygulamalarıyla ilgili bir başka sorun da gizlilik endişeleridir. Küresel olarak kabul edilen gizlilik düzenlemeleri nedeniyle, Google ve Apple’ın dijital dağıtım platformları aracılığıyla indirilen temas takibi uygulamaları, kullanıcıların tam yerini belirlemek için GPS’i kullanamaz ve yalnızca Bluetooth’un kullanılmasına izin verir, bu da fiilyasyon doğruluğunu azaltır. Bu düzenlemelere rağmen birçok kişi, temas takibi uygulamalarını bir gizlilik ihlali olarak algıladıklarından uygulamayı indirmekten kaçınıyor
Uzmanlar, temas takibi söz konusu olduğunda aşağıdan yukarıya bir yaklaşımın benimsenmesini önermektedir. Gönüllü bir ulusal temas izleme uygulaması yerine, insanların korunmasını sağlamanın daha iyi bir yolu, evrensel olarak benimsenecek zorunlu çözümlerle daha küçük toplulukları hedeflemektir. COVID-19 vakalarının sayısının artmasıyla, Türkiye hükümeti, belirli zamanlarda sokağa çıkma yasağı uygulayarak yayılmayı önleyici tedbirler aldı. Bu düzenlemeler yürürlükteyken, çoğu insanın evden çıkmasının ana nedeni işe gitmektir. Pek çok insanın birlikte çalıştığı ve her gün birbirleriyle etkileşimde bulunduğu bir iş yeri çok yüksek riskli bir ortam olarak kabul edilebilir. İşyerleri kişi sayısı sınırlı topluluklar olduğundan, bir temaslı izleme aracının evrensel olarak benimsenmesi de daha olasıdır. İşletmeler ayrıca herkese ulaşmak için akıllı telefonları kullanmak zorunda değildir, kurumsal bir çözüm, dijital dağıtım platformları tarafından uygulanan gizlilik sorunları veya düzenlemeler nedeniyle işlevsel olarak sınırlı olmayan temas izleme teknolojilerini kullanabilir. Örneğin, Bluetooth haricinde yakınlığı algılayan GPS gibi teknolojileri kullanabilen giyilebilir cihazlar, iletim riskini daha doğru bir şekilde tahmin edebilir ve evrensel kullanımla birlikte bu, kullanıcılar için yüksek düzeyde koruma sağlayabilir. Daha da iyi bir seçenek, Safe Steps’in HES kodu sorgulama özelliği ile sağladığı gibi, devletin temas takibi hizmetine entegre edilmiş kurumsal iletişim izleme araçlarını kullanmak olabilir.
Çoğu özel işletmenin ulusal ölçekte bulaşmayı yavaşlatmada bir etkiye sahip olabilmesi için kurumsal temas takibi araçlarına yatırım yapması gerekir ancak böyle bir teknolojinin uygulanmasının ticari faydalarına değinmek de önemlidir. Çalışanları virüsten korumak, yalnızca itibar kazanımları sağlamakla kalmaz, aynı zamanda işletmeleri açık ve aktif tutar, iş gücünün azalması ve üretimin durmasıyla ilişkili mali kayıpları önlemelerine olanak tanır. Giyilebilir cihazlar, özellikle işle ilgili kazaların meydana gelme olasılığının daha yüksek olduğu fabrika ve depo gibi, hareketli ekipman ve personelin bulunduğu karmaşık ortamlarda farklı güvenlik sorunlarını çözmek için pandemi sonrasında da kullanılabilir. İşyerleri dijital olarak dönüşürken giyilebilir teknolojiler, operasyonel ve güvenlikle ilgili faydaları nedeniyle çok daha yaygın hale gelecektir. Küresel salgınla birlikte ivme kazanan bu süreç pandemiden sonra da verimli ve güvenli işletmeler yaratmaya devam edecektir.
Çalışanlarınızı COVID-19’dan korumak için dijital dönüşümünüzü SAFE STEPS ile hemen başlatmak için bizimle iletişime geçin.